• okudum
    • okuyorum
    • okumak istiyorum
  • youreads puanı (8.27)
sahilde kafka - haruki murakami
kafka tamura on beş yaşına girdiği gün evden kaçar. uzun zamandır planladığı bu kaçışın nedeni babasının yıllar önce dile getirdiği uğursuz kehanettir. ama babasının bir düzenek gibi içine yerleştirdiği kehanet gölge gibipeşindedir kafka ilk kez aşkı ve tutkuyu yaşarken gizemli bir cinayetle kehanetin ve kaderinin düğümleri çözülmeye başlar.

sahilde kafka, xxi. yüzyıl edebiyatına damgasını vuran, kitapları bağımlılık yaratan kült yazar haruki murakamiden, hayatın yavan gerçekliğine karşı büyülü bir dünyanın kapılarını açan bir roman.


  1. ayın 10u olmuş ben yazıyı daha yeni yazıyorum o sebeple özür dileyerek başlamam gerek sanırım. kitap geçtiğimiz ayın sonunda yani bitmesi gereken zamanda bitti fakat bazı etkenler yazıyı yazmamı engelledi, geciktirdi.
    her neyse. youreads eş zamanlı kitap okumları temmuz ayının kitabı haruki murakami'den sahilde kafka'ydı. çok satanlar listesinde sık sık ismini gördüğüm murakami'yi okumak istiyordum aslında ama bir şekilde uzak duruyordum. bu durumu anlayanlarınız vardır eminim. popüler olandan uzaklaşmak diye tanımlayabilirim sanırım bunu. nedenini bilmiyorum ama bir şekilde tanışamadık murakami ile. sahilde kafka tanışmamızı sağladı. ilk ve sığ değerlendirmem; tanışmaktan pek memnun kalmadım. şimdi bol spoiler içeren bölümümüze geçelim :d
    !---- spoiler ----!

    kafka tamura'nın bol ilginçlikler içeren hikayesiyle karşımıza çıkıyor murakami. zaten bana hep ilginç gelen japon kültürüyle biraz içli dışlı olurum diye umutluydum ama beklediğim kadar olamadım. dille ilgili bir değerlendirme yapmak gerekirse tek kelime ile vasat. ne kötüleyebilirim ne de süperdi diyebilirim. murakami demiş ki alın okuyun işte, biz de alıp okuduk. öncelikle neden bu kadar reklama boğmuş kitabı anlayamadım. arkadaşım ben zaten bu boğucu kapital işlerden kaçmak istiyorum, kitaba gömüleyim istiyorum, normal hayat gibi olmasın orası istiyorum sen neden benim gözüme sokuyosun markaları? tamura gözlüklerini gözüne taktı" desen yeterli. neden gözlüklerin markasını söylüyorsun ki? beni en fazla iten şey buydu sanki. kitabı okurken sanki bir caddede yürüyorum da etraftaki şatafatlı tabelalara bakıyormuşum gibi hissettim. sanırım bu bahsettiğim durumun sık sık karşılaşılmasından dolayı biraz acımasız oluyorum kitaba karşı. murakami bu kitabı insanlar bir şey okuduklarını sansınlar diye yazmış. oh be söyleyip kurtuldum. sanırım diğer kitaplarını da böyle. önyargılı olmamak gerek biliyorum ama elimden de bir şey gelmiyor. kitabın kahramanlarında sürekli olarak "yüreğinin götürdüğü yere git" tavrı var. mesela daha başlangıçta tamura neden gittiğini bilmeden kütüphanenin bulunduğu şehre gidiyor. tamam bir kez anlaşılır bu durum. insanlar arada yapar böyle şeyler. ama bu kadar çok olur mu yani? neredeyse tüm kahramanlar bir yerlere gitmesi gerektiğini biliyor ama neden gitmesi gerektiğini bilmiyor. bir yerden sonra fazlasıyla sıkıcı bir hal almaya başladı bu durum. her ne kadar hoşino ve nakata birlikteliğini çok sevsem de onlardan bile sıkıldım. bu arada sanırım buraya not düşmek gerek nakata şimdiye kadar okuduğum kitap kahramanları arasında en sevdiklerimden biri oldu. bir de -sanırım yine kitap satsın diye yapmış murakami- bu ne erotizm arkadaş? tamam filmler daha fazla kişi tarafından izlensin diye yakışıklı erkekler, güzel kadınlar koyuyolar sonra hoop biraz erotik sahne etkiyolar bizimkiler de dingil gibi izliyor onu biliyoruz da kitaba neden böyle şeyler yaptın ki? gerek yoktu bu kadar fazla olmasına diye düşünüyorum. kitabı iki farklı koldan gitmesini çok sevdim. böylelikle kahramanların katlanılması zor ilginçliklerini biraz olsun hafifletmek istemiş. başarılı da olmuş bir derece. mesela o tastepe olayı çok ilgimi çekmişti. ne yazık ki tahmin edilebilir, basit bir kurgu olduğu için tahminimden çok daha erken anladım birçok şeyi. tıpkı saeki ve kafka arasındaki bağlantının daha kitabın yarısında anlaşılması gibi vs vs vs. daha fazla örnekler vererek kitabı sizler için hepten okunmaz kılmak istemiyorum zaten pek güzel şeyler yazmıyorum hakkında :d yine kitabın yalnızca satılmak için yazılmış olmasının en belirgin özelliklerinden biri olan isminden de bahsetmek gerek sanırım. sahilde kafka. bizim tanıdığımız bildiğimiz kafka ile uzaktan yakından alakası yok. kitabın avrupa'da satabilmesi için böyle bir isim koyman çok akıllıca olmuş. yıllardır kafka okuyup çok az şey anlamış olan kocaman bir pazar burası. acaba burada bişeyler çözebilir miyiz diye atladık çoğunlukla sanırım. o kadar istemiştim ki kafka'dan bir şeyler duymayı kitapta. satır aralarına bile baktım. yok. aşk olsun haruki. eline emeğine sağlık ama aşk olsun yani.

    !---- spoiler ----!
    sonuç olarak demek istiyorum ki, kitaptan daha fazla pazarlama stratejisi üzerinde çalışılmış bir kitap izlenimi verdi bana. bu yüzden de sevmedim seni murakami. özür dilerim ama sevemedim. tabi bu senin işin, elbette para kazanacaksın ama bu kadar da göstere göstere yapma bence. güzel olmuyor çünkü. sevgiler hepinizee